12 Mart 2018 Pazartesi

LOGİO-4 21.BÖLÜM:YAKALADIM

"Kırk sekiz, kırk dokuz ve elli. Al elli altın, şimdi beni o şeytandan koru. Sabaha kadar eğer korursan elli altın daha vereceğim."
Leo'nun korkuttuğu tüccar Leo'nun içine serptiği korku tohumları sebebiyeti ile her beş saniye de bir etrafına bakarken önünde ki kaslı savaşçı, eline tutuşturulan altınları hızla boyutsal yüzüğüne attı.
Savaşçının yüzünü başını örten cübbe sebebiyeti ile gözükmese de vücudu, oldukça iri yapılı olduğunu ve bir ağır kılıç kullandığını bağırıyordu.
"Endişelenmeyin efendim onu bir böcek gibi ezeceğim, SHASHASHASHASHA.."
İki metre boya sahip vücudu tam anlamı ile kas yığını olan adam, attığı tuhaf kahkahanın ardından hızla yanında ki taştan duvara bir yumruk savurdu.
'BOOOM!'
Kaslı adamın vuruşu ile birlikte taş duvar büyük bir gürültü eşliğin de toz toprak kaldırırken, tüccar kolunu yüzüne siper edip tozun dağılmasını bekledi.
"SHASHASHASHASHA, işte bu yirmi seviye birinin gücü. SHASHASHASHASHA...."
Tüccar adamın kendini övmesinin ardından yüzüne yerleştirdiği sırıtış ile hafifçe mırıldandı .
"Artık o şeytan bana engel olamaz, hahahaha-..."
"Demek koruma tuttun... neyse ki kurallar da buna izin var, seviyesini söylememekte benim hatam.
Ne yazık ki bunda yapabileceğim birşey yok kendi düşen ağlamazmış..."
Tüccarın kahkahası bir anda duyduğu ses ile kesilirken sesin de sessizliğe gömülmesi ile tüccar başını yavaşça o tarafa çevirdiğin de ; mor gözleri ile güneşin batısını seyreden o şeytanı görmesi ile geriye doğru iki adım attıktan sonra yutkunarak beklemeye başladı.
"Hala bir kaç saniyen var, güneş batmadan seni kovalamayacağım... O yüzden bence en iyisi bu oyunu benim için eğlenceli yap. Ve kaç!"
Mor gözlerin sahibi cümlesinin sonlarına doğru bakışlarını tüccara çevirdiğin de, yüzünde ki şeytani sırıtış ile birlikte tüccara baktığı vakit tüccar yutkunarak geri çekilmişti.
"Ryu... öldür onu!"
Tüccar kendinden emin bir ses ile birlikte yanında ki savaşçıya seslendiğin de; savaşçı, ellerini göğsünde birleştirerek sırtını duvara yaslamıştı.
"Hey, Mor göz..."
Leo, Ryu isimli adamın ona seslenmesi ile bakışlarını ona çevirirken, gözlerinde yorgun bir ifade vardı.
"Ne var kas yığını"
Leo' nun aşağılayıcı konuşmasına rağmen Ryu, sakinliğini kaybetmeden aynı pozisyonda durarak Leo'ya bakmaya devam etti.
"Şu oyundan biraz bahseder misin?"
Ryu'nun sorusu ile birlikte Leo, başını onaylar manada sallayarak anlatmaya başladı.
"Oyunun başlama sebebi; bu aptalın bana ait olan bir şeyi beni dolandırarak bana satma çabası. Bu sebepten onunla bir oyun oynamayı seçtim. Eğer gün batımından yeni güne kadar benden kaçarsa tüm yaptıklarını unutur ve canını bağışlarım. Ancak eğer gün doğumundan önce yakalanırsa onu en acılı şekillerde öldürürüm.
Oyuna verdiğim iki kural var: Birincisi şehri terk etmek yasak, ikincisi ise istediği birini veya birilerini koruma olarak tutabilir.
Kurallar bunlar, bu iki kurala uyarsa hiç bir sorun çıkmayacak."
Leo'nun konuşmasının bitmesi ile birlikte Ryu, başını onaylar manada salladıktan sonra sırtında mavi bir ışık parlamaya başladı.
Sırtında ki mavi ışığın parlamasının sönmesi ile sırtında devasa bir kılıç ortaya çıktığında Ryu, kılıcın kabzasına elini attı.
Hızla devasa kılıcı çekerek Leo'ya karşı dik bir şekilde tutan Ryu, cübbesine rağmen yüzünde gözüken sırıtışı ile konuşmaya başladı.
"Bu tüccar senin eşyanı çalmış, eğer böyle bir durumla normal hayatımda karşılaşsam sana yardım ederdim.
Ancak senin verdiğin kurallar sebebiyeti ile bu adam beni tuttu. Yanlış anlama, seninle savaşma sebebiyetim ne sana duyduğum bir öfke ne de bu adamın beni tutması.
Seninle savaşmam için iki sebep var; birincisi kendi koyduğun kurallar. Bu kurallar sebebiyeti ile bu adamın tarafında savaşmak zorundayım.
Ama en büyük neden ise ikincisi o nedense... gözlerinde ki o parıltı... Yirminci seviyeye geldiğimde Flan şehrinin en güçlüleri arasında yerimi aldım.
Birçok kişiyi katlettim ve kanları ile kılıcımı yıkadım. Senin gözlerinde ki o bakış ise hiç birinde olmayan bir bakış.
Beni önemsemediğine dair bir bakış, sanki ben senin için bir böcekten farksızmışım gibi bakıyorsun.
Bu bakışlar... bu bakışlar beni sinir etti. Mor göz, kanın ile kılıcımı yıkamak istiyorum-..."
"Çok konuşuyorsun."
Ryu, bir anda önünde ortaya çıkan Mor gözlerin sahibi ile birlikte cümlesini keserken, şaşkınlık ile geri sıçradığın da;
"TOPRAK HÜCRE!"
Mor gözlerin sahibi, bir teknik aktif ederek sol elini havaya kaldırdığın da Ryu'nun dört bir tarafında ki toprak hızla yükselerek Ryu'nun etrafını sarmıştı.
Ryu, etrafını saran topraktan kurtulmak için resmen bir sur halini alan toprak duvarların üstünde ki açıklıktan sıçramak için havaya zıpladığı vakit, gökte ki ufak açıklık alanda toprak ile kaplanarak Ryu'yu resmen topraktan bir kutunun içine hapis etmişti.
"Eğer sadece sözden ibaret bir koruma tutacaksaydın bir kütüphanede saklanmalıydın"
Leo, bakışlarını yavaşça tüccara çevirirken yüzüne şeytani bir sırıtış yerleştirmiş idi. Tüccar karşısında ki Mor gözlere ve şeytani bir tebessüme sahip olan kişi ile korkudan titrerken, Leo, ağır adımlar ile tüccara ilerliyor idi.
"H-Hayır, u-uz-uzak dur. Uzak dur benden!"
Tüccarın korkudan tir tir titreyen sesi ile birlikte Leo, yüzüne bir tebessüm yerleştirirken sağ elini tüccarın kafasını tutacak şekilde ileri uzattığın da Leo, sanki taş kesilmiş gibi durarak gözlerini kapadığın da etrafta ki enerji dalgalanması ile birlikte yavaşça gözlerini açtığında etrafın değiştiğini görmesi ile birlikte elini indirerek etrafında dönmeye başladı.
Daha birkaç saniye önce şehir meydanında bir ara sokakta olmalarına rağmen, şimdi dolunay tarafından aydınlatılan ormanlık bir arazide iken etraflarında da onlarca kılıç mevcuttu.
"Demek bir melezsin!"
Leo, cümlesini bitirdikten sonra bakışlarını demin Ryu'yu hapsettiği toprak kutuya çevirdiğin de kutunun bir kaya şeklini aldığını gördü.
Kayanın üstünde de ağzında devasa mavi bir şekilde parıldayan bir kılıç tutan yüzü, normalde dolunaya dönük olan bir kurt gördüğünde, kurt bakışlarını Leo'ya çevirdi.
"Melez mi? Beni o aşağılıklar ile karıştırma, ben bir saf kan kurt adamım."
Kurt formunda ki Ryu konuşmasını bitirdikten sonra hızla Leo ya doğru hareket ettiğin de Leo üstüne gelen kurda rağmen kıpırdamadan beklemeye başladı.
Ryu ile aralarında en fazla yarım metre kalan Leo, kurt formunda ki Ryu'yu yakalamak için kolunu uzattığın da Ryu, anında ortadan kaybolarak Leo'nun arkasında belirdiğin de ağzında ki kılıcı savurmuştu.
'Coting!'
"Ucuz yırttım"
İki metalin birbirine çarpması ile birlikte Ryu geriye sıçrayarak Leo'nun elinde ki tırpana bakındı. Leo, bir anda yoktan bir tırpan var ederek sırtını korduğunda Ryu, kılıcının engellenmesi ile geri sıçramıştı.
"Bir sonra ki sefere bu kadar şanslı olamayacaksın!"
Ryu, konuşmasını tamamladıktan sonra tekrar ortadan kaybolurken Leo, kaşlarını çatarak kendini sağa doğru fırlatarak soluna saplanan kılıçtan kurtulmuştu.
"Yakaladım"
Leo bir anda Ryu'nun sesini arkasında duyması ile hamle yapmaya çalışsa da vaktinde tepki verememesi sebebiyeti ile Ryu, onun sırtına bir kesik atmıştı Leo sırtında açılan kesik ile birlikte öne fırlarken yüz üstü yere kapaklanmış bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışırken, Ryu, hala ağzında olan kılıcın ucunu toprağa sürerek Leo'ya doğru ilerlemeye başlamıştı.